31 Ocak 2017

KİTAP YORUMU| YANDAŞ #UYUMSUZ SERİSİ

 Merhaba arkadaşlar.😇 




Hüsrandayım. Hüzünçlüyüm. Mutsuzum. Yandaş'ı okurken içimde hala büyük umutlar vardı. Seriyi ne kadar sevseler de bu kitaptan ne kadar nefret ettiğini yazıyordu herkes. "Hayır ben bu seriyi seviyorum bu kitabı da seveceğim" diyerek okudum kitabı. Ama şuan umutsuz vaka... Seriye ilk önce filmini izleyerek başladığımı söylemiştim. Ve ben daha filmi izlerken son kitabın spoilerini yemiştim. Bunu bilerek okudum yani kitabı. Aranızda belki hala kitabı okumamış ve hala bu spoilerı duymamış olanlar vardır diye ben bundan bahsetmeyeceğim. Şimdi kitap hakkındaki düşüncelerime geliyorum...

➡ "Bu dünyada cesur olmanın bir sürü yolu var. Bazen cesaret, kendi hayatını senden çok daha büyük bir şey ya da başka biri için feda etmektir. Bazen de daha büyük bir ama uğruna bildiğin her şeyden, bir zamanlar sevdiğin herkesten vazgeçmektir. 
Ama bazen farklıdır. 
Cesaret bazen acıya dayanabilmek için dişlerini sıkmak, her güne yeniden başlamak ve daha iyi bir hayata ağır adımlarla ilerlemektir "

Öncelikle kitap bir Tobbias'ın bir de Tris'in gözünden yazılıyor. Doğruyu söylemek gerekirse Tobbias'ın düşüncelerini okumak ortada yokken neler yaptığını okumak güzeldi. Ama gereksizdi. Son kitapta böyle bir şeye gerek yoktu bence. Ki zaten seri sonunda sadece Tobbias' a ait bir kitap da çıktı. Kitabın ilerleyişini aslında yine sevdim. Yine beğendim. Ama evet o son... Hiç gerek yoktu. Ben kitap ve filmler de baş karakterlere çok önem veririm. Baş karakter baştır işte arkadaşlar. Kitabın anasıdır. Ona yakışır olaylar yazılmalı. O karakter hafife alınmamalı. Spoiler vermek istemediğim için çok bir şey yazamıyorum. Ama kitap sonu itibariyle beklentimi karşılayamadı serinin diğer kitaplarını okurken kafamda farklı planlar kurmuştum. Yine de her şeye rağmen okunmaya değer bir seri.

30 Ocak 2017

KİTAP YORUMU| KURALSIZ #UYUMSUZ SERİSİ

  Merhaba arkadaşlar.😇



➡"Hadi bakalım Kuralsız!" diyor göz kırparak. "Ne?" diyorum. Elini tutup aşağı kayıyorum.
"Kuralsız," diyor. "Bir özel isim. Savaşçı olarak görülmesi gerekmeyen ama kurulu düzen ve otoriteye karşı duran kişi."

Evet öncelikle en başta şunu söyleyebilirim ki Kuralsız, Uyumsuz'dan çok daha aksiyonlu ve entirika doluydu. Sürekli bir adrenalin vardı. Uyumsuz da hikayenin bittiği yerden başlıyor Kuralsız. Bazı gizli bilgiler burada yavaş yavaş açığa çıkıyor. Kitap yine harika ötesiydi. Tek kelimeyle bayıldım!
 -Neden bilmiyorum ama şuan Tobias'a mı yoksa Tris'e mi gıcık olduğumu bilmiyorum. Birbirlerinden uzaklaştıkları için bir nefret geldi ama bunun sebebi hangi karakter karar veremiyorum.- 

Distopik ruh bu kitapta daha çok hissediliyor. Şuan dönüp kitaba genel bir bakış attığımda kitabın son yarısının ilk yarımına göre çok daha aksiyonlu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ve bu kitapta Tobias fazla bir esrarengizdi. Olaylar daha çok Tris üzerine yoğunlaşmıştı. Tris içinde olduğu bölümleri okurken Tobias'ın o esnalarda neler yaptığını da çok fazla merak ettim. Benim için kitapta ki tek kusur sonunun bağlanmasıydı. Evet seri devam edecek. Merak uyandırıcı bir son olmalı ama kurgu için o kadar önemli bir olaydan sonra 4 cümle ile sonlanması da ne demek!



Filme de kısa bir şekilde değinmem gerekirse; Film kitaptan bağımsız yapılmış resmen. Uyumsuzun film ve kitap uyumu oldukça iyiydi. Ama kuralsız için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kuralsızda ki giriş ve sonuç alınmış ve baştan sonra farklı şekilde kurgulanarak filmi yapılmış. Önce filmi izlediyseniz kitabı okurken ister istemez olayların filmde ki gibi gelişeceğini düşünüyorsunuz ama sonuç; Koca bir kafakarışıklığı.
Tekrar yeniliyorum "Önce kitap sonra film!

27 Ocak 2017

KİTAP YORUMU| UYUMSUZ #UYUMSUZ SERİSİ

Merhaba arkadaşlar.😇



 Paylaşmak için çoook geç kaldığım ve hayran olduğum bir kitapla karşınızdayım. Konusunu uzun uzun anlatmayacağım çünkü çoğunluğun bildiğini düşünüyorum. Ama kısa bir özet geçip ardından düşüncelerimi anlatmak istiyorum hemen. 


-Bir şehir 5 topluluk. Ve "Kandan önce topluluk." Dürüstlük, Bilgelik, Dostluk, Fedakarlık, Cesurluk. Yalnızca birine uyum sağlamak zorundasınız çünkü yalnızca bir seçim hakkınız var.-





 Kitap bir distopya türünde ama içinde her şeyden bir parça bulabiliyorsunuz. Bilim kurguyu andıran simülasyonlar, cihazlar; aşklar, dostluklar, aile bağları... Bu seriyle önce filmiyle tanıştım. Ve kelimenin tam anlamıyla hayran kaldım. Kitabının filminden daha mükemmel olacağı konusunda hiç şüphem yoktu. Yanılmadım da. Film de olmayan o kitap bölümlerini okuduğumda böyle içime resmen heyecan doldu. Yazarın anlatımı zaten kusursuz. Kitap ana karakterin yani Tris'in bakış açısıyla yazılmış ki bu benim en beğendiğim özelliği. Bu tarz anlatımlar beni daha çok içine çekiyor. Kitapla çok daha fazla bütünleşebiliyorum. 


"Bence insanın doğası, kendi düşmanıdır. İnsan doğası saklar, yalan söyler, çalar.. Bunu kökünden söküp atmak istiyorum. Böylece istikrarlı ve barışçıl bir toplumu koruyabiliriz. Bence insanın doğası, kendi düşmanıdır. İnsan doğası saklar, yalan söyler, çalar.. Bunu kökünden söküp atmak istiyorum. Böylece istikrarlı ve barışçıl bir toplumu koruyabiliriz."

 Kitapta en sevdiğim karakter şüphesiz Tobbias idi nam-ı diğer Dört. Kitabı bu denli sevmemin en büyük etkeni kesinlikle bu karakterdir. Keşke gerçek olsa dediğim bir kitap karakteri. Ama Tobbias hakkında sizlere bir şeyler anlatmayacağım onunla kitabı okurken kendinizin tanışmasını istiyorum. 😍 

 Kitaba neden bu kadar hayran kaldığıma gelirsem; olay örgüsü kesinlikle sürükleyici. Karakterlerin yaşadığı duyguları resmen bende yaşadım. Bunu tam anlamıyla yaşayabildim. Distopik hikayelerde kimileri aşk'a karşı olsa da bu kitapta aşkta bence kusursuz işlenmiş. Ne çok fazla ne de çok azdı. Tam dozunda. Mükemmel bir kitaptı işte arkadaşlar. Hala okumayanınız varsa kesinlik okusun derim. Hem filmi izlemeyip hem de okumayan varsa önce kitabı okumasını tavsiye ederim. 😊

26 Ocak 2017

KİTAP YORUMU| KEŞKE GERÇEK OLSA

 Merhaba arkadaşlar😇




 Marc Levy ile tanıştığım bir kitap; Keşke Gerçek Olsa. Yazarı daha önce duymuştum ama okuduğum bir kitabı yoktu. Bu kitabı da bir fuar da şans eseri denk gelip ani kararla almıştım. Ama iyi ki aldım diyebilirim.

" Söyleyeceklerimi anlamak kolay değil, kabul etmekse olanaksız; ama öykümüzü dinlemeye, bana güvenmeye razı olursanız, belki sonunda bana inanırsınız; ve bu çok önemli, çünkü, farkında değilsiniz ama dünya üstünde bu sırrı paylaşabileceğim biricik insan, sizsiniz. "


 Kitabın konusundan kısaca bahsedeyim.
'Doktor olan Lauren hastalarına hayat vermeye çalışırken kendini bir anda komada buluyor. Bulunduğu durumun daha kötüsü de vardır; annesi ve doktorları Laurenin fişini çekmek istiyorlar... Lauren bedenini hastanede bırakarak bir yolculuğa çıkıyor. Bir kişi hariç kimse onun varlığının/yokluğunun farkında değil. Genç ve başarılı mimar olan Arthur'la karşılaşarak kendi yaşam varlığı için savaşıyorlar.'




Ben kitabın konusunu ve kurgusunu çok beğendim. Çok sevimli ve çok tatlı bir romandı bence. Yazarın çok fazla betimleme kullanması çok dikkatimi çekti. Genel olarak alışık olduğum bir tarz değildi. Bu durum beni bazı yerlerde yordu diyebilirim ama yine de çok rahatsız etmedi. Çünkü o betimlemeler ile kitabı kafamda tamamen canlandırabildim. Bu arada canladırmak demişken kitap "Cennet Gibi" adıyla beyaz perdeye de uyarlanmış.

'' 'kesinlikle okunması gereken'leri değil, hoşuma giden kitapları okuyorum ve hayatım böyle geçiyor. Nedenler ve nasıllar hakkında binlerce soru sormadan..."

Ayrıca kitabın bir devam kitabı da var. Bu çok isabet olmuş. Çünkü kitap bittiğinde 'Nasıl yani gerçekten burda mı bitiyor? Ee devamı?' diyorsunuz. Devam kitabının adı "Sizi Tekrar Görebilmek" Bu kitabın yorumunu da ilerleyen günlerde blogumuzda bulabilirsiniz.😊

20 Ocak 2017

KİTAP YORUMU| BİR AY GÜNLÜĞÜ SERİSİ




  Merhaba arkadaşlar.😇

    Bugün yorumlayacağım seri Bir Ay Günlüğü Serisi. Gerek konusuyla, gerek karakterleriyle, gerekse oluşturulan dünyayla okuyabileceğiniz en güzel serilerin başımda geliyor bence. İlk kitaptan son kitaba kadar akıcılığını koruyor ve daha da güzelleşerek ilerliyor. 


Uyarı: İkinci kitaptan itibaren yazacağım yorumlarda önceki kitaplara dair spolier olabilir. Arka kapakta yazanların dışında çok bir bilgi vermedim ama arka kapak yazılarında da yeterince bilgi var.



     Cınder

     İnsanlarla androidlerin bir arada yaşadığı, dönemin en büyük sorununun veba hastalığı olduğu, Aylıların dünyaya önemli bir tehdit oluşturduğu bir dünya.  
   Külkedisinin yeniden kurgulanmış hali olan bu kitapta Cinder çok ünlü bir mekanik ustası. Aynı zamanda bir sayborg fakat bunu herkesten saklıyor. Çünkü sayborglar halk arasında pek iyi karşılanmıyor. Cinder, üvey annesi ve iki üvey kız kardeşi ile beraber yaşıyor. Ülkenin gündemindeki en önemli olaylardan biri olan Balo'ya günler kala Prens Kai ile yolları kesişiyor. Olaylar geliştikçe Cinder kendini gezegenler arası bir anlaşmazlığın ortasında buluyor. Kendi hayatıyla ilgili çok önemli gerçekleri öğreniyor. 



     Scarlet

     'Dünya yok olma tehlikesiyle karşı karşıyayken, külkedisi ile kırmızı başlıklı kızın yolları kesişecek...'
     Scarlet günlerdir kayıp olan büyük annesini aramaya başlar. Sokak dövüşçüsü olan Wolf, ona yardım etmek istediğini söyler. Her ne kadar tereddüt etse de Scarlet bunu kabul eder ve beraber yola çıkarlar. Aynı zamanda Cinder ve Thorne ise hapishaneden kaçma planları yaparlar. Bu hikayede Cinder ve Scarlet'in yolları kesişir. Onları bekleyen bu büyük maceralara külkedisi ve kırmızı başlıklı kız beraber atılır.



     Cress
  
    'Daha ufacık bir kız çocuğuyken, cadı onu ne kapısı ne de merdiveni olan bir uzay uydusuna hapsetti.'
   Bu kitap ise alıntıdan anlaşıldığı gibi rapunzelin hikayesi. Cress uyduya hapsedilmişti. Tek sahip olduğu şey bilgisayarlar olduğu için çok iyi bir hacker olmuştu. Levana'nın planlarını haber vermek için Cinder'la iletişime geçti. Cinder da onu uydudan kurtarmaya karar verdi. Aynı zamanda tüm dünya Cİnder ve arkadaşlarının peşindeydi. Levana ve İmparator Kai'nin düğünlerini engellemek ve aya gitmek için Cinder, Scarlet, Cress, Thorne ve Wolf yola koyuldu ancak bu süreçte bir sürü tehlike atlattılar.


   
    Levana

    'Levana cesetleri değil ama ertesi gün odaları görmüştü. İlk düşüncesi bunca kanın dudakları için nefis bir ruj olabileceğiydi. '
     Ay kraliçesi Levana'nın hayatının ve nasıl bu hale geldiğinin anlatıldığı bir yan kitaptı. Yorumlara baktığımda genelde Levana'nın kötü olmak için gerçek sebeplerinin olduğunu söylüyorlardı ama ben öyle düşünmüyorum.Bence Levana'nın ne kadar kötü bir karakter olduğunu kanıtlayan bir kitaptı. Ayrıca ablasının ondan çok daha kötü olduğunu da görüyoruz. Serideki evren hakkında, ay kraliyeti hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız çok güzel bir kitap.
    



   Winter

  'Geri döndüm ve hakkım olanı almaya kararlıyım, dedi Cinder.'
   Winter, Levana'nın üvey kızı. Levana herkesten nefret ettiği gibi ondan da nefret ediyor fakat ay halkı Winter'a karşı bir hayranlık besliyor. Bu hikayede Winter karşımıza pamuk prenses olarak çıkıyor.
   Cinder, Scarlet, Cress ve Winter bu kitapta bir araya geliyor ve büyük bit devrim başlatıyorlar.
   'Bu masallarda mutlu sonu kadınlar yazacak!'
   Serinin en sevdiğim yanlarından biri de bu alıntıda anlatıldığı gibi kadın karakterleri bu kadar güçlü görmemiz. Hepsi birbirinden yetenekli ve cesaretli karakterler. Winter 800 sayfalık bir kitap olmasına rağmen tek sayfasında bile sıkmadı ve heyecan aralıksız devam etti. Kesinlikle çok güzel bir final kitabı olmuş.



 
   Uzak Yıldızlar
   
   Bu kitap da aynı Levana gibi bir yan kitap. Daha önceki kitaplarda olan karakterler hakkında çok güzel hikayeler okuyoruz.Ayrıca bu evrende geçen ancak daha önce görmediğimiz karakterlerden oluşan hikayelerde var kitapta.
    Tüm hikayeler birbirinden güzeldi ama sonuncusu en en güzeliydi. Aynı zamanda tüm seriyi de çok güzel noktalayan bir hikaye olmuş.
  

18 Ocak 2017

KİTAP YORUMU| BENİMLE ASLA TANIŞAMAYACAKSIN

 Merhaba arkadaşlar.😇



Bu yorumumuzda ki kitabımız; Benimle Asla Tanışamayacaksın. Ne kadar harika bir kitaptı öyle!? 

"Ollie ve Moritz... Onlar bizden çok farklılar. 
Hayal bile edemeyeceğiniz özellikleri olan bu iki yakın arkadaşın buluşması imkansız. Çünkü Ollie'nin elektriğe olan alerjisii hayatını tehdit ediyor, Moritz'in zayıf kalbi de bir pil sayesinde atıyor. Bir araya gelmeleriyse ikisinden birinin ölümüne neden olacak." Bu arka kapak yazısı dahi kitabın orjinalliğini ortaya koyuyor. Hikaye ve kurgu muhteşem!

Ollie ve Moritz çok yakın iki erkek arkadaş olmayı başarıyor. Yalnız şuanda iletişim kurmalarına sağlayan tek yol birbirlerine yazdıkları macera ve samimiyet dolu mektupları. Hikaye iki karakterin birbirine yazdığı mektuplar üzerinden anlatılıyor.

➡"Hiç tanışmadığım birini özleyebileceğimi kim düşünürdü ki? Ben. Bunu ben düşündüm. Asla görmediğim birçok şeyi özlüyorum ve şimdi en çok da seni özlüyorum." 



Kitap mükemmeldi. Ollie o kadar güzel bir karakterdi ki en sevdiğimiz kitap karakteri oldu diyebiliriz. Yazılarında ki samimiyet çok hoştu. Birbirlerine destek olmaları, arkadaşlıkları, iki karakterin bambaşka yerlerde birbirlerinden çok farklı hayatlar yaşayıp ama ortak bir yerde buluşmaları gerçekten çok etkileyiciydi. Hayalet Kalp kitabının yorumunda bahsetmiştik o kitapta bizim en çok dikkatimizi çeken olay anakarakterin kız oluşuydu. Bu hikayede ise ana karakterimiz iki erkek çocuk. Bu da dikkatimizi çeken ve hoşumuza giden diğer bir güzek ayrıntıydı. Çünkü sıradanlaşan erkek-kız ilişkilerinin dışında arkadaşlık bağları hakkında kurgular okumak gerçekten hoş oluyor. Kitapta arkadaşlığın yanında bilimkurgu hikayelerini aratmayan ilginç bölümlerde vardı. Bu da kitabı daha sürükleyici hale getiriyordu bizce. 

"Ama aile bunu yapmak zorunda. Önemsemeyen bir aile, aile değildir. Belki de önemseyen arkadaşlar, aileden daha fazlasıdır? Kulağa ne kadar da vaaz veriyor gibi geliyor. Açık konuşayım: Arkadaşlığın beni memnun ediyor. Bunu tuhaf bir ağıta çevirdiğim için özür dilerim. 

Sömestr tatilinin geldiği bu hafta da okunacak kitaplar listesine bu kitabında eklenmesini tavsiye ederiz. 🙋

16 Ocak 2017

KİTAP YORUMU| SON

Merhaba Arkadaşlar.😇





     Hakkında yazacağım kitap Alexandra Oliva'nın 'Son' kitabı. Kitabın konusu reality-show sırasında ortaya çıkan bir felaket. Kitabı okurken benim aklıma ilk başta Açlık Oyunları geldi. Ama aslında çok farklılar. Çünkü bu sadece yarışma programı. Programdakiler kendi istekleriyle katılıyorlar yani. Yazar sadece yarışmayı anlatma kalmıyor aynı zamanda kamera arkasından, çekimlerden, olayların seyircilere nasıl yansıtıldığından hatta izleyicilerin forumlarda yarışmacılar hakkında yaptıkları yorumlardan bile bahsediyor. Benim en sevdiğim özellikte bu oldu. Aslında olanla bize gösterilenin farkını çok net görebiliyoruz kitapta. Yarışmadan ayrılmanın tek yolu bir cümleyi söylemek: ' Ad tenebras dedi.' Yarışmacılar en tehlikeli durumlarda bile bu cümleyi söyleyip çekilebiliyorlar. 





   Baş karakter Zoo. Genelde yarışmacıların isimleri değilde lakapları kullanılıyor. Yarışmada on iki yarışmacı var: Zoo, mühendis, biyolojici, bankacı, avcı, kovboy, havacı, asyalı bebek, garson kız, şeytan çıkaran, siyahi doktor ve amigo oğlan.

   İlk başlarda gruplar halinde olan yarışmalar daha sonra bireysel olarak devam ediyor ve her yarışmacı birbirinden ayrılıyor. Bu sıra gerçekleşen felaketten ise yarışmacılar habersiz. Onlar yarışma devam ediyor sanırlarken aslında gerçek hayatta mücadele ettiklerini fark edemiyorlar.

   Kitabı konu olarak çok sevdim ama bence heyecanı çok düşüktü. Özellikle kitabın sonunu hiç beğenmedim bana sanki kestirip atılmış gibi geldi. Bu tarz kitaplar okumayı seviyorsanız okuyabileceğiniz bir kitap. 


13 Ocak 2017

KİTAP YORUMU| HAYALET KALP

 Merhaba Arkadaşlar.😇

 Suzy 7. sınıf öğrencisi. Arkadaşının bu yaz tatilinde denizde boğularak can verdiğini öğreniyor. Herkes bu durumu kabullenirken Suzy bu durumu kabullenmiyor. Çünkü ona göre annesinin söylediğinin aksine ''Bazı şeyler durup dururken'' olmaz. Çünkü Suzy'in arkadaşı çok iyi bir yüzüvü ve Suzy'e göre onun denizde boğulması imkansız. O zaman bu olayın arkasında başka bir şey olmalı. Okul ile yaptığı bir gezi de denizanaları hakkında ilginç bilgilere rastlayan Suzy arkadaşı Franny'in ölümü arkasında ki gizli perdeyi aralayabilecek mi? Suzy bu olayı tek başına çözebilecek mi sizce, ne dersiniz?



  Kitap mükemmeldi. Anlatım o kadar sade o kadar akıcıydı ki elinize alıp okumaya başladığınızda okuduğunuz sayfayı bitirince istemeden bile olsa diğer sayfayı okumaya hiç sıkılmadan devam edebiliyorsunuz. Suzy'nin yaşadıkları, geçmişteki pişmanlıkları, sevdiği anlar, özlediği hatıralar... Güzel ve sıcak bir kitaptı. Aynı zamanda kitabı bitirdiğinizde denizanaları hakkında ilginç bilgilere sahip olmuş oluyorsunuz. Kitabın ana karakteri Suzy, bir kız. Olayların sadece bir kız karakterin etrafında döndüğünü okuduğumuz ilk kitap. Genel de okuduğunuz hikayeler de kitabın türü ne olursa olsun bir aşk hikayesi de bulabiliyorsunuz kitapta. Ama bu kitapta öyle bir durum yok ve bu bizi çok şaşırttı ki aynı zamanda etkiledi de. Sonuç olarak biz kitaba bayıldık. Hala okumayanınız varsa kesinlikle okumanızı tavsiye ediyoruz.

➨''Bunca zaman öykümüzü, bizim öykümüz sanmıştım. Meğer senin kendi öykün varmış, benimse kendi öyküm. Öykülerimiz bir süreliğine çakışınca tek bir öykü gibi gözükmüşler. Oysa farklı farklı öykülerimiz varmış bizim.''