23 Mart 2017

KİTAP YORUMU| KAN VE YILDIZ IŞIĞI GÜNLERİ






      Merhaba Arkadaşlar.😇

   Bugün yorumlayacağım kitap Duman ve Kemiğin Kızı serisinin ikinci kitabı olan Kan ve Yıldız Işığı Günleri. Bu kitabı da birinci kadar çok sevdim. Aslında başlarda o kadar akıcı gitmese de sonlara doğru çok güzel bir şekilde toparlandı. Biraz konusundan bahsedeceğim ama birinci kitabı okumadıysanız belki sizin için spolier olabilir. 

   
Birinci kitabın sonunda Karou'nun gerçeklerle yüzleşmesini ve aslında kim olduğunu keşfetmesini okumuştuk. Bu kitapta ise Karou kendi ülkesine gitmenin bir yolunu buluyor ve oraya gidiyor. Ancak gittiğinde tüm ortaya yaşanacak bir şehrin kalmadığını ve tüm Kimeraların öldüğünü görüyor. Daha sonra Beyaz Kurtla karşılaşıyor. Her ne kadar ondan nefret etse de onunla beraber gitmek dışında elinden bir şey gelmiyor. Hayatta kalmayı başaran son Kimeralara Diriltme işleminde yardım etmeye başlıyor. Ülkesinde her taraf yıkıldığından meleklerden daha iyi saklanmaları için Karou onları dünyaya getiriyor ve bir çölde barınıyorlar. Daha önceki hayatındaki 'ihanet'inden dolayı tüm Kimeraların hakaretine ve kötü bakışlarına maruz kalsa da bir nevi onlara olan borcunu ödemek gibi düşünüp devam ediyor. Beyaz Kurt'ta aslında Karou'ya son derece sinirli olsa da onun Diriltme işleminden yararlanmak için ona iyi niyetliymiş gibi görünmeye çalışıyor.

''Sürpriz zorlukları ve ihtimalleriyle bir dünya bile, bir değişimi başlatmak için yeterince karmaşıkken, iki dünya? Eğer gökyüzündeki yarıklardan iki dünyanın nefesi birbirine karışırsa, tuhaf daha da tuhaflaşır, pek az hayalin alabileceği şeyler yaşanırdı.''



   Akiva, kardeşleriyle beraber görevlerine geri dönüyor. Ancak babalarının masum halkı öldürme emrini yerine getirmek yerine gizlice onları korumaya başlıyorlar. Aynı zamanda Akiva, Karou'yu aramaya başlıyor ve üzerinde onun adının yazılı olduğu bir buhurdan buluyor. Bu yüzden ilk başta Karou'nun öldüğünü sansa da onu bulduğunda bu buhurdan Karou'nun tüm hayatının değişebileceği anlamına geliyor. 

"Bir dene, Lir. Zalimlik nasıl zalimlik doğuruyorsa, merhamet de merhamet doğurur. Dünyanın bizim yarattığımızdan daha iyi bir yer olmasını bekleyemeyiz."


  



    Zuzana ve Mik ise Karou'ya ulaşmaya çalışıyorlar ve Karoudan gelen bir maille onun nerede olduğunu bulup yanına gitmeye karar veriyorlar. Karou onları görünce ne kadar şaşırsa ve onların hayatı için endişelense de kendi için çok büyük bir moral kaynağı oluyor. Ayrıca Zuzana ve Mik'in sempatikliği tüm Kimeraların onları sevmesini sağlıyor. Kimeralar onlara Karou'ya olduğundan çok daha iyi davranıyorlar. Kitapta en sevdiğim karakterler sanırım Zuzana ve Mik oldu. 😄 Kimeraların en sert kalplilerine bile kendilerini sevdirebilecek kadar harika karakterler.

   

     

14 Mart 2017

KİTAP YORUMU| DUMAN VE KEMİĞİN KIZI






   Merhaba Arkadaşlar.😇


     Fantastik bir serinin ilk kitabı olan Duman ve Kemiğin Kızı ile karşınızdayız. Baş karakterimiz Karou, Prag'da yaşayan 17 yaşında bir kız. Her zaman yanında taşıdığı ve içinde harika resimler barındıran resim defterine, masmavi saçlara ve kimseyle paylaşmadığı gizemli hayata sahip. Dışarıdan görünenin aksine hayatı çok ilginç çünkü ailem dediği insanlar dört adet ''Kimera''dan oluşuyor. Brimstone, İssa, Yasri ve Twiga. Kimeralar ne diye soracak olursanız; koç boynuzları, yılan şeklinde saçlar, pençeler ve benzeri değişik görünüşlere sahip olan yaratıklar.
      Kitapta en sevdiğim olayların başında kesinlikle Kimeraların bulunduğu daireye geçme yöntemi geliyor. Farklı bir boyuta geçmek gibi bir şeye benziyor. Dünyanın istedikleri her yerinde kapı açabiliyorlar ve sadece kapı içeriden açıldığı zaman oraya girilebiliyor. Dışarıdan açılırsa normal bir apartmana girmiş oluyorlar. Bu sayede Karou, Brimstone'un ayak işlerini yaparken çok rahat bir şekilde dünyanın her yanına gidip geliyor. 
     Brimstone müşterilerinden aldığı dişlerin karşılığında onlara dilek taşları veriyor. Aldığı şeylerin karşılığında taşların gücü de o kadar artıyor. Karou da boynunda dilek taşlarından oluşan bir kolye takıyor ama bu taşlar sadece en basit şeyleri yerine getirebiliyor. Mesela Karou sinir olduğu bir kızın kaşlarını kalınlaştırıyor yada eski erkek arkadaşını sinirlendirecek şeyler yapıyor.
   Karou içinde bulunduğu dünya hakkında hatta kendi hakkında bile çok az bilgiye sahip. Brimstone'un o dişlerle ne yaptığını, yayında bulunan o üç Kimera dışında başka Kimera bulunup bulunmadığını, aslında kim olduğunu ve neden onların arasında bulunduğunu bilmiyor. Bunları sorduğunda da hiç bir zaman cevap alamıyor ama her şeye rağmen onları çok seviyor.

''Hiç kendine canavaların mı savaşı, yoksa savaşın mı canavarları yaratıp yaratmadığını sordun mu?''

   Son zamanlarda onların dünyasına açılan kapıların üzerinde yanmış el izleri ortaya çıkıyor ve insanlar melekler gördüğünü iddia etmeye başlıyorlar. Bu arada Melekler ve Kimeralar arasında da yüzyıllardır süregelen bir savaş hala devam ediyor. Karou, Brimstone için çıktığı görevlerden birindeyken bu meleklerden biri olan Akiva ile karşılaşıyor ve ölümünle yüzyüze geliyor. Son anda kurtulan Karou artık bazı gerçekleri öğrenmeye başlıyor ve hayatı hiç olmadığı kadar değişiyor. 

''Umut. Umut çok güçlü olabilir. Belki gerçek sihir diye bir şey yoktur ama en çok neyi istediğini biliyorsan ve umudu içinde bir ışık gibi tutabiliyorsan, neredeyse sihir kullanmış gibi, dileklerinin gerçekleşmesini sağlayabilirsin.''


  Kitap için çok güzel dememe gerek yok sanırım.😀 Son derece fantastik karakterler ve fantastik bir dünya barındırıyor. İlk kitap daha çok Karou üzerinden gitse de ikinci kitapta Melekler ve Kimeralar üzerinden devam edecek sanırım. Devamı için  sabırsızlanıyorum ve kitabı hepinize öneriyorum.

12 Mart 2017

KİTAP YORUMU| PROGRAM

 Merhaba arkadaşlar.😇



 Bugün bir seri kitabıyla beraberiz. Pegasus yayınlarından çıkan çok yeni olmayan bir kitap; The Program.
 Arka kapak yazısıyla kitaba bakalım önce; 

" HASTALIK: İNTİHARLA SONUÇKANAN PSİKOLOJİK SALGIN
  TEDAVİ: SİLİNEN ANILAR
 Sloane kimsenin gözü önünde ağlamaması gerektiğini bilir; özellikle de intihar salgını tüm ülkeye yayılmışken ve böylesi bir tepki onun tek tedavi olan Program'a yollanmasına sebep olabilecekken. Sloane Program'dan dönen herkesin boş bir sayfaya dönüştüğünün farkındadır. Çünkü depresyonlarıyla birlikte anılarıda gitmiştir. 
Sürekli gözlenen duygularını gizlemek için elinden geleni yapan Sloane sadece James'le beraberken kendisi olabilmektedir. James ikisini de güvende ve Program'dan uzak tutmaya söz vermiştir, Sloane ise aşklaeınon her şeye dayanabilecrğini düşünmektedir. Ama birbirlerine verdikleri sözlere rağmen gerçeği saklamak gittikçe zorlaşır; ikisi de günden güne zayıflamakta, depresyon sinsice ilerlemektedir. 
 VE PROGRAM PEŞLERİNDEDİR. "

 Arka kapak yazısından anlayacağımız gibi kitap bir distopik kitap. Nedeni bilinmemekle beraber 14-17 yaş aralığında artışı gözlemlenen intihar vakaları yaşanıyor. Devlet bunun önüne geçebilmek için bir program belirliyor. Denetimciler tarafından işaretlenen gençler bu programa götürülüyor ve hafızlarının silinmesi karşılığında bu depresyondan uzaklaşmaları öngörülüyor.

" Bazen, tek gerçek...şu andan ibaretti. ”

 Ana karakterimiz Sloane adında bir kız. Sloane abisi depreyon sonucu intihar etmiştir. James ise Sloane in abisinin en yakın arkadaşı ve şuanda da Sloane in sevgilisidir. James kendisini sevgilisinin abisini koruyamadığı için suçluyor. Ve bundan sonra hem Sloane hemde kendisini koruyanilmek için Sloane söz vermiştir. Koruyamadıkları tek isim Sloane in abisi de değildir Sloane in en yakın arkadaşı da Programa alınmış ve artık onları tanımıyor onları hatırlamıyordur. 

" Parmağımdaki pembe yüzüğü, bileğimdeki silinmekte olan yara izini bakıp gülümsedim ve bu noktaya gelmek için çok şey geçirdiğimi düşündüm. Ve asla geri dönmeyecektim. " 

 Kitapta Sloane in Programa alınmasını ve sonrasını okuyoruz. Kitapta sevdiğim en güzel şey işleyişi farklı olan aşk hikayesiydi. Genelde en baştan doğan bir aşk hikayesi okuruz. Yalnız bu kitapta, kitaptan önce var olan bir aşkı okuyoruz. Konusu kesinlikle bence fazlasıyla dikkat çekiciydi. Kitabı bitirdikten sonra "E HANİ BUNUN FİLMİ NEREDE?" dedim. Bir insanın, bir gencin hafızasının silinerek hayatının sıfırlanması korkunç bir şey! Kitabı okumayanlar, okumak için tereddüt edenler varsa kesinlikle okusun diyorum! 😊

8 Mart 2017

OKURUN NOTU| HAYATIN KIYISINDA

 




    Merhaba Arkadaşlar.😇


     Çıktığı günden beri çok büyük ilgi gören Hayatın Kıyısında kitabının yorumu ile karşınızdayız.


''Yaşamayı, ölmek isteyen bir çocuktan öğrenen bir kızın hikayesi.''

  
    Karakterlerden biri Violet Markey. Violet bir kaç ay önce kendisinden bir yaş büyük olan ablasıyla araba kazası yapıyor ve ablası bu kazada hayatını kaybediyor. Ablasını kaybettikten sonra kendine gelemiyor ve her şeyden uzaklaşmaya başlıyor. Ayrıca yolculuğa çıkmayı kendisi istediği için de ablasının ölümünden kendini sorumlu tutuyor.


  ''Ama onun gözlüğünü yeterince uzun süre takarsam belki onun gibi olabilirdim. Dünyaya bakıp onun gördüklerini görürdüm. İkimizin varlığını aynı bedende yaşatabilirsem kimsenin onu özlemesine de gerek kalmazdı; en çok da benim.''


    Diğer karakter ise Theodore Finch. Finch ise yıllardır ucube diye anılan, herkesin dalga geçip güldüğü bir çocuk. Ailesinde de problemler yaşıyor. Bir çok kez intihar etmeyi düşünüyor ama gerçekleştirmiyor. Finch çok değişik bir karakter mesela bir süre seksenler zamanlarındaki insanlar gibi giyip onlar gibi davranmaya başlıyor ve seksenler Finch'i oluyor. 




''Ayrıca üzülmek zaman kaybından başka bir şey değil. Hayatı, sonradan pişman olmayacağın, özür dilemek zorunda kalmayacağın şekilde yaşamalısın. İşini sağlama alıp baştan doğru olanı yaparsan sonrasında özür dilemeye gerek kalmaz.''


    Bir gün Finch okulun çan kulesine çıkıp orda düşüncelere daldığında karşısında Violet'i görüyor. Violet bir an intihar etmeyi düşünse de sonradan kendine geliyor ve Finch'in yardımıyla ordan aşağı iniyor. Okuldaki öğrenciler onları gördüğü için Finch sanki kendi intihara kalkışmış da Violet onu kurtarmış gibi davranıp Violet'in kötü duruma düşmesine engel oluyor. 


''Sana bir şey soracağım. Sence dört dörtlük gün diye bir şey var mıdır?''
''Efendim?''
''Dört dörtlük bir gün. Sabahtan akşama dek sıradan, üzücü veya kötü bir şey gelmediği bir gün. Mümkün mü sence?''
''Bilmem.''
''Hiç böyle bir gün yaşadın mı peki?''
''Hayır.''
''Bende yaşamadım ama bekliyorum.''


   Ben kitabı çok çok beğendim. Özellikle Finch karakterine bayıldım. Başkalarının ne dediğini ve ne düşündüğünü umursamayan, insanlar ne der diye kendi kişiliğinden asla taviz vermeyen, yalnızlığının aksine çok geniş ve renkli bir hayal dünyasına sahip bir karakter. 
Violet ise çok gerçekçiydi. İçinde bulunduğu ruh hali ve başına gelen olayın ağırlığı okurken hissedilebiliyor. Yazarın kitabın sonunda yazdığı notta çok etkileyiciydi. O notu okuduktan sonra kitap daha bir tamamlanıyor sanki. 


4 Mart 2017

KİTAP YORUMU| KUSURSUZLAR

 




  Merhaba Arkadaşlar.😇
 

      Bugün ki yorumumuz Yabancı Yayınlarının son kitaplarından biri olan Kusursuzlar olacak. Yazarın ilk kitabı olduğu da göz önüne aldığımda ben çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Oluşturulan dünya her ne kadar rahatsız edici olsa da gerçekten çok ilginçti.
     
     Yıllar önce Afet denilen bir olay yaşanmış ve dünyadaki tüm dengeler bozulmuş. Buzlar erimiş, bazı ülkeler suralar altında kalmış. Hayatta kalan insanlar iç kesimlere ilerlemeye başlamış ve Bölgeler yeniden biçimlendirilmiş. Bu projenin adı ise Nuh Projesi. Ancak yıllar geçtikçe Bölgelerde hiç kız bebek doğmamış kalan kadınlar ise doğurganlık yaşını geçmiş. Bu yüzden neslin tükenmesine kesin gözüyle bakılıyormuş. Genetik mühendisler tarafından kadınlar yaratılmaya başlanmış ve bu kadınları yani havvaları en iyi şekilde geliştirmek için Okullar oluşturulmuş. Tüm bu projelern arkasında ise Baba varmış.


 
      Dört yaşlarına gelince yuvalardan alınıp bu okullara getirilen havvalar için en önemli olan şey güzellik. Belirli bir kilo aralığında bulunmak zorundalar, günde bir kaç defa makyajlarını yeniliyorlar, uyumlu ve güzel giyinmeleri gerekir. Tüm bunları daha da göz önüne sokmaları için okulun yer aynalarla kaplı. Ayrıca ağlamaları, kızmaları vb. şeyler yasak çünkü tüm bunlar güzelliklerini bozabilir. Geceleri bilinç altlarına işlemesi için ''Güzel kızlar öfkelenmez.'' ve ''Şişko kızlar demodedir.'' gibi mesajlar dinletiyorlar.

     16 yıllık eğitimlerinin sonunda aralarından bazıları 10 tane Varis'e eş olma hakkı kazanacak. Bunlar genelde güzelliklerine göre puanlarla sıralanmış ilk on arasından seçiliyor. 1 kişi okulda eğitim vermek için kalıyor. Geri kalanlar ise cariye oluyorlar.


    Toplumda kadına verilen değer, psikolojik ve fiziksel şiddete karşı tepkiyi göstermek adına çok güzel yazılmış bir kitaptı. Ayrıca kadınların adının baş harfini küçük harflere yazarken erkeklerinkini büyük harfle yazmak gibi dikkat çekici ayrıntılar da vardı.


  Son olarak kitabın kapağına da cildine de hatta kapağın için kısmına da bayıldığımı söylemeden olmaz.😄